Çalıştığı şirket tarafından ödenen tatil sırasında bacağını kıran bir fotoğrafçı, komşusunun villasını gözetleyerek vakit geçirirken rahatsız edici bir olaya tanık olur. Hayattaki tek tutkusu cansız şeylerin fotoğrafını çekmek olan kırk yaşındaki Günel, şirket çekilişinde kazandığı bedava Kıbrıs tatilinde, enerjik ve sempatik fakat biraz da geçmişi karanlık Şefik’le tanışır. Lüks villada, havuz kenarında, birayla başlayan tatil, Günel’in bacağını kırmasıyla tatsızlaşır. Tek avuntusu İstanbul’daki komşusuyla aynı adı taşıyan ve tıpkı onun gibi hemşire olan Nazlı’yla tanışmaktır. Sıkıntıdan komşu villadaki Şefik’i gözleyen Günel bir cinayete şahit olur. Ancak sıcak hava ve aldığı ilâçlar yüzünden gördüklerinin gerçek mi, hayal mi olduğundan emin olamaz.
Süre
98 dakika
İzlenme
51,164 izlenme
ismi gibi bonboş
isminden ne oldugu anlaşılır ama ben anlamadım ve pişmanım
İsmini boşa çıkarmayan bir film.
Anlamsızlık abidesi film. Uzak durun kaçınnn :)
İsminin hakkını veren ender filmlerden, vakit kaybı falan demeyeceğim çünkü keşke tek kaybolan vakit olsaydı, Türkiye sinemasına dair ümitleri de öldürüyor bu film. "Ayaklarından başlayıp boynuna kadar tırmanan müzmin sızı ile Nobel edebiyat ödülü verseler almaya gitmeyecek" Serkan Keskin neredee yılan tarif ederken"saçma sapan çirkin bir şey" diyen Seko nerede.
Çerezlik bir film.
boş vakitte izledim fena değil.
Serkan projeyi okumadan filmi kabul etmiş gibi.
yaptım oldu filmi...ama olmamış. Onur ve Hazar kendi aralarında izleyiciyi keriz yerine koymaya çalışmışlar. Filmin ismi '' cuk '' oturmuş.
Film için bomboş denmiş :) Ancak seyrediliyor. Serkan Keskin ve Settar Tanrıöğen'in oyunculukları filmi kurtarıyor. Esasında filmin bir noktasından sonra olayların esasında Serkan Günel'in sanrıları olduğu fikri ağır basıyor. Filmi bu gözle izlemek lazım. Dolayısı filmde bir mantık örgüsü aramamak gerekir. Esasında olayların çoğu Günel'in kafası içinde yaşanıyor. Fantazileri de gerçekmiş gibi gösterildiği için kafa karışıklığı yaratabiliyor seyredenlerde. Benim puanım 5.5